BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZ.

Thales’e sormuşlar “En güç şey nedir?” diye, O da kendini tanımak demiş.

Daha mutlu ve daha başarılı bir yaşam için en önemli ve ilk kural hayattan keyif almak ve nefes aldığımız sürece kendi değerlerimizin, yetenek ve potansiyelimizin farkına vararak, bunlardan faydalanarak yaşamak istediğimiz hayatı yaratmaya çalışmalıyız…

Hepimiz hayatta kalmak için kendi yemeğimizi yapmaktayız. Ne kadar malzeme, su, tuz, yağ, soğan koyacağımızı yemeğimizin kıymalı mı zeytinyağlı mı olacağını doğru tespit etmeniz gerekiyor. Hepimizin istediğimiz yemeği yapmak için iyi bir aşçı olmasına gerek yok. Yeter ki ne istediğimizi, nasıl istediğimizi bilelim. Elimizde ki malzemeyi iyi tanıyalım.

İnsan kendisini verimli ve etkili bir hale getirmek için de kendini iyi tanımalı, gelişim hızını, ilerleme isteğini, hayattan ve kendisinden neler beklediğini, bu istek ve beklentilere ulaşmak için neler yapabileceğini, dünyada var oluş amacını ve bu amaca uygun olarak yapması gerekenleri iyi düşünmeli, öğrenmeli ve yapmalıdır.

Kendini tanımayan insan kendine nasıl yatırım yapacağını, yeteneklerini, potansiyelini, hayatının anlamını, amacını bilemez ve sık sık karamsarlık içinde yaşar. Hayatımızda her anında tüm kararlarımızı alırken bizi harekete geçiren ve motivasyonumuzu sağlayan en temel unsur “Değerlerimiz” dir. Yani Bizi biz yapan değerlerimizdir.

Bir işi yapmak ya da yapmamak, istemek ya da istememek sürecinde değerlerimiz karşımıza çıkar. Bunlar değişmezdir ancak öncelik sırası değişkendir. Tüm değerler evrenseldir ve hepimizde vardır. Özgürlük, eşitlik, kardeşlik, adalet, sevgi, saygı, hoşgörü, dostluk ve dayanışma insana özgü ve bütün insanlar için ortak sayılabilecek üstün değerlerdir. İnsan olmak bu değerleri içselleştirmeyi ve davranışlarımıza yansıtmamız gerekmektedir. Değerlerimizin %90 ı kalıtımsal kalanı ise yaşadıklarımızla netlik kazanmıştır. Değerlerimizin farkına varmak seçimlerimizi ve yaşam kalitemizi belirler. Değerler, sizin hayatınızı düzene sokmanızı ve seçim yapmanızı kolaylaştırır. Yaptığımız koçluk görüşmelerinde danışanın bir seçim yapmasına yardım etmek için ya da bir eylemi netleştirmek ya da desteklemek için değerler ele alınabilir.

Peki, bizler bu değerlerimizin ne kadarının farkındayız?

Bu değerler bizi nasıl yönetiyor?  Öncelikli değerlerimiz neler?

Koçluk sürecinde danışanlarımıza bu konuda farkındalık kazandırmak için kullandığımız bir yöntemi sizlerle paylaşacağım. Bu konuda bir adım atmanız için güzel bir çalışma yapalım.

Değerlerimizi keşfetmemizin ve içselleştirebilmemizin en güzel yolu, gerçek deneyimlerimizden yola çıkmaktır.

Bu nedenle; Sizin için evde, iş yerinde, okulda ya da herhangi bir yerde en başarılı, gerçekten sizi tatmin eden tüm duygularınızın tavan yapmış olduğu bir anınızı hatırlayın.

Neler hissettiniz? Sıfatlarla olayı tanımlamanızı rica ediyorum.

Bunları bir kâğıda listeleyebilirsiniz. Sizden 12 adet değer çıkarmanızı rica ediyorum.

İşte size sizin kişisel yaşam değerleriniz. Peki Değerleriniz sizi yansıtıyor mu?

Sıralaması sizi tatmin ediyor mu?

Eğer etmiyor ise nasıl bir sırası mutlu olurdunuz?

Hangi değerleriniz daha fazla ön plana çıkıyor?

En çok hangi değerleriniz ile kendinizi daha iyi hissediyorsunuz?

Hangi değerleriniz sizin için vazgeçilmez?

Şimdi bu değerler listesini biraz eleyelim.

Önce ilk 6, sonra önem sırasına göre ilk 3, nasıl gerçekten siz değerlerinizi farkında mıydınız?

Onları biliyor muydunuz? Farkında mıydınız?

Bu çalışmaları daha da derinleştirmek, kendi potansiyelimizi keşfetmek ve yeni bakış açıları kazanmamanın en güzel yollarından birisi, bireylerin değerleri arası yolculuk için profesyonel koçluk hizmeti almalarıdır.

Şimdi bireysel değerlerinizi ve sıralamasını gördünüz. Peki sizlere sormak istiyorum: Diyelim ki sizin özgürlük değeriniz birinci sırada, Karşınızdakinin de aile değeri. Siz karşınızdakine özgür olmanın güzelliğini ne kadar anlatırsanız anlatın onu değiştirebilir misiniz? Kocaman bir hayır. Karşınızdakinin değeri değer sıralamasında kaçıncı ise belki bir iki sıra yukarı oynar ama asla birinci sıraya tartışarak, konuşarak gelmez.

 Sizin anladığınız özgürlük kavramını anlamasını beklemeniz yanlış olacaktır. İşte değer öncelikleri farklı insanlar her daim var hayatımızda. Bütün insanları sırf bu yüzden saygı ile karşılamalı, anlayışlı olmalıyız.

“Benim hayatımı yargılamadan önce, benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan, sokaklardan, dağ ve ovalardan geç. Hüznü acıyı ve neşeyi tat. Benim geçtiğim senelerden geç, benim takıldığım taşlara takıl. Yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi. Ancak ondan sonra, beni yargılayabilirsin…” Mevlâna